Araştırma Yapmak

Her gün onlarca insan "Bu yıl kesinlikle şunu yapacağım" diyerek planlar yapar. Spor salonları Ocak ayında tıklım tıklım dolar, kitap okuma hedefleri belirlenir, yeni hobiler edinilmeye çalışılır. Peki neden bu planların çoğu Şubat ayında çöp kutusuna gider?

Cevap basit: Çünkü insanlar araştırma yapmadan plan yapıyor. Araştırma yapmak demek, sadece Google'da birkaç makale okumak değil. Gerçek araştırma, hedefinize giden yolun haritasını çıkarmak, o yolda karşılaşacağınız engelleri önceden görmek ve alternatif rotalar belirlemek demek.

Düşün bir dakika. Hiç bilmediğin bir şehre giderken harita kullanmadan yola çıkar mısın? Tabii ki hayır. Ama hayatında en önemli hedefler için neden harita kullanmıyorsun?

Araştırmanın Gizli Gücü

Araştırma yapmayı öğrenmek, aslında süper güç kazanmak gibi. Çünkü bilgi çağında yaşıyoruz ve bu çağda kim doğru bilgiye hızlı ulaşabiliyorsa, o kazanıyor. Ama bu süper gücü herkes kullanmıyor. Neden?

Çünkü çoğu insan araştırmayı sıkıcı, zaman alıcı ve gereksiz buluyor. "Zaten her şey internette var, gerektiğinde bakarım" diyorlar. İşte bu yaklaşım, başarısızlığın en büyük nedeni.

Gerçek araştırmanın üç büyük avantajı var:

Birincisi: Zamandan tasarruf edersin. Paradoks gibi gelebilir ama araştırma yapmak, aslında zaman kazandırır. Çünkü yanlış yollardan saatlerce gitmek yerine, doğru yolu ilk seferde bulursun.

İkincisi: Motivasyonun artar. Araştırma yaparken hedefinle ilgili o kadar çok şey öğrenirsin ki, o hedefe ulaşmak için içten gelen bir istek doğar. Bu istek, dışarıdan gelen motivasyonlardan çok daha güçlüdür.

Üçüncüsü: Gerçekçi beklentiler geliştirirsin. Araştırma yapmadan hedef koyan insanlar, çoğunlukla hayal kırıklığına uğrar. Çünkü süreçte ne kadar zaman, enerji ve kaynak gerektiğini bilmiyorlar.

Bilgi Kirliliği Çağında Nasıl Temiz Bilgi Bulunur?

Günümüzün en büyük sorunu bilgi eksikliği değil, bilgi kirliliği. İnternette her gün milyonlarca içerik yayınlanıyor. Bunların kaçı gerçekten değerli? Kaçı sadece tıklanmak için üretilmiş?

Geçenlerde bir arkadaşımla tartışıyorduk. "Einstein bugün yaşasaydı ne yapardı?" diye sordu. İlginç bir soru. Belki teknolojinin gücüyle çok daha büyük keşifler yapardı. Ya da belki bilgi kirliliğinde boğulur, dikkatini toplayamazdı.

Bu örnek bize şunu gösteriyor: Doğru bilgiye ulaşmak, hiç olmadığı kadar kritik. Ama aynı zamanda hiç olmadığı kadar zor.