Neden ben?
∞ dk okuma süresi
Hiç sordun mu kendine, o en karanlık anlarda:
"Neden ben?"
Neden bütün fırtınalar, zorluklar senin limanına uğruyor? Bu şekilde düşündüğünü anlıyorum zayıf insanlarda bu soruları sorar. Neden motivasyon sıkıntısı çekiyorsun neden sanki her yük senin omuzlarında? Belki defalarca sordun, isyan ettin, anlam vermeye çalıştın... ama durup hiç düşündün mü?
Belki de bu yaşadıkların, göremediğin, anlayamadığın daha büyük bir planın parçasıdır?
Belki de bu zorluklar, seni hazırlayan kutsal birer adımdır?
İşte tam burada ayrılıyor yollar:
Kazananlar ve kaybedenler.
Kazananlar bilir ki bu bir testtir, bir imtihandır; kaderin onları daha büyük bir amaca hazırladığı bir süreçtir. Onlar için çabalamak bir ceza değil, zirveye tırmanmadan önce kaslarını güçlendiren bir antrenmandır.
Kaybedenlerse her tökezlemeyi bir lanet, her zorluğu bir duvar sanır. İşte o yüzden, ne kadar yorulsan da ayağa kalkmalı ve yoluna devam etmelisin.

Etrafına bak… Bir gecede servet kazanan ama bir yıl geçmeden her şeyini kaybeden kaç kişi duydun? Neden? Çünkü başarı, onlar hazır olmadan geldi. Karakterleri o başarıyı taşıyacak kadar büyümemişti. Hayatlarını, ruhlarını o seviyeye göre yontmamışlardı.
Ve unutma:
Kolay gelen, kolay gider. Bir heykel ustası, en sağlam taşı bile şekillendirmek için önce vurur, kırar, sabırla yontar. Sen de şu an şekil alıyorsun. Belki canın yanıyor, belki yoruldun ama her darbede başarıya biraz daha yaklaşıyorsun. Motivasyonunu ve inancını kaybetmeden yola decam et..
Yılma. Çünkü gerçek sanat savaşçılar, zamanla ve acıyla doğar
Şu an hissettiğin acı, yaşadığın sıkıntı, daralma… İşte onlar seni hazırlıyor. Adına ne dersen de – Allah, evren, kader – seni istediğin o büyük ödüle hazırlıyor.
Ama bu yol kolay değil. Ve işte bu yüzden, çoğu kişi pes ediyor. En büyük kaybetme sebebin sorunlar baş gösterdiğinde motivasyonunu ve disiplinini kaybediyorsun birçok kişinin başarısız olma sebebi hayatlarında anlattıkları başarısızlık hikayelerinin ortak noktası pes etmelerindendir. Herkese göre bir iş olmadığı aşikar.
Tam tünelin ucundaki ışığı görecekken, tam zirveye bir adım kalmışken geri dönüyorsun.
Bu yüzden başarı, sadece o adanmış, vazgeçmeyen %1'lik kesime nasip oluyor. Bu yazıyı okuyorsan, o %1’e dahil olabileceğini gösterir. Ama henüz değil. Çünkü okumak yetmez.
Denemekten - acı çekmekten, sabrının tükenmesinden, bıkmaktan başka çaren yok.
Kolay bir yolu yok!.

Fakirken hâlâ dışarı çıkmaya devam ediyorsun. Sana hiçbir şey katmayan arkadaşlarınla spor, kızlar ve siyaset muhabbetlerine saatlerini harcıyorsun. Ardından Instagram keşfetinde bir spor arabası videosu çıktığında arkadaşına gönderip bu arabaya hayranım çok iyi baksana diyorsun sadece videosunu izlemekle yetinen bir erkeksin. Buradaysan bir amacın olmalı boşuna bir hayat yaşamıyoruz. Arabalar penthouse istiyorsun ama bunları elde etmek için hala yatarak Instagramında arkadaşlarına bir şey göndermeye içerik tüketmeye içerik oluşturanları zengin etmeye devam ediyorsun. başkasını zengin ederek zengin olabileceğin tek yol senin de para kazandığın durumdur. Aksi takdirde şu anki hâlinle sadece kendini kandırıyorsun.
Motivasyonla bir yola başla disiplinle inşa et
Yüz kere duymak, bir kere denemenin yerini tutmaz.
Deneyeceksin. Düşeceksin. Sonra yeniden deneyeceksin.
Kimse sana hazır bir yol haritası vermeyecek. Herkesin kendi tarzı, kendi yolu var.
Ve bir uyarı:
Şansa sığınma. Şans, en büyük bahanedir.
Şimdi kendine dürüst ol:
🔹 Gerçekten her şeyi başarmaya hazır mısın?
🔹 Daha fazlasını hak ettiğini düşünüyorsan, onun için savaşıyor musun?
🔹 Sadece istemekle mi yetiniyorsun, yoksa gerçekten emek veriyor musun?
Sanma ki Tanrı seni geride tutuyor.
Hayır. Seni hazırlıyor.
Sabrını, inancını, dayanıklılığını test ediyor. Görmek istiyor:
En zor anda kaçacak mısın, yoksa herkes senden ümidi kesmişken bile yürümeye devam edebilecek misin?
İnsanlar tam da burada elenir. Tam bu dönemeçte.
Çünkü eğer zorluğu göğüsleyemiyorsan, başarıyı da hak etmiyorsundur.
Eğer süreci kucaklayamıyorsan, sonuca asla ulaşamazsın.
Güzel hayallerin olsun ama onları gerçekleştirmek için kirli ellerin de olsun.
Hiçbir zirve, terlemeden çıkılmıyor. Eğer şimdi başlamazsan, sonsuza kadar seyirci kalırsın.

Ama eğer devam edebilirsen…
O gün geldiğinde, geriye dönüp bakacaksın.
Tüm hayal kırıklıklarını, gözyaşlarını, sıkışıp kaldığın o günleri bir film gibi izleyeceksin.
Ve fark edeceksin ki… Her şey olması gerektiği gibiydi.
Tanrı ne yaptığını en başından beri biliyordu.
Ama çoğu insan o noktaya hiç gelemez.
Çünkü başlamazlar.
Veya başladıkları yerden ileriye gidemezler.
Sorarlar sadece:
"Neden ben? Neden buradayım?"
Ve tam o an…
Kaybetmeye başlarlar.
Korkuya kapılırlar.
Zamanlarını boşa harcadıklarını düşünürler.
Ve bu, kendilerine söyledikleri en büyük yalandır.
Zayıf insanlar başarının sadece para, şöhret ve güç olduğunu sanır.
Ama gerçek dönüşüm başka bir şeydir.

Başarı, karakterle ilgilidir.
Sorumluluk alabilmekle, liderlik edebilmekle, disiplinli olmakla ilgilidir.
Ve böyle birine dönüşmenin tek yolu:
SÜREÇ.
Süreç seni yontar.
Süreç seni pişirir.
Süreç içindeki elması ortaya çıkarır.
Ve süreç, kazananla kaybedeni ayıran o kutsal, çetin, vazgeçilmez yolculuktur.
_________________________________________________________________________
Şimdi bir karar ver.
Buraya kadar geldiysen bir sebebi var.
Kalbinin derinliklerinde bir yerlerde biliyorsun:
Sen bundan fazlasısın.
Ama artık bahane yok.
Ya mücadele edersin…
Ya da unutulursun.
Seçim senin.

Burada bulunanların yalnızca %1'i gerçekten hedeflerine ulaşacak. Benim amacım bu oranı değiştirmek değil. Asıl hedefim, o %1'lik dilimde yer alma potansiyeli taşıyan ancak nereden başlayacağını bilemeyen o az sayıda insana ilham vermek ve yol göstermektir.
Eğer kendinizi bu potansiyele sahip görüyorsanız,
bir sonraki adım sizi bekliyor